NODÜLER GUATR
Tiroid bezinin içinde normal tiroid dokusundan farklı bir yapıdaki yumru şeklinde veya leblebi, nohut, bazen de nadiren ceviz veya portakal büyüklüğünde olabilen anormal doku büyümelerine nodül adı verilir. Nodüllerle birlikte çoğu zaman tiroid bezi de büyüdüğünden hastalık “nodüler guatr” olarak adlandırılır. Nodülün boyutları kişiden kişiye farklılık gösterir. Örneğin, nodül çok küçük 3–4 milimetre çapında olabildiği gibi, ceviz hatta iri patates büyüklüğünde de olabilir. Bir kişide bir tane nodül olabildiği gibi birden fazla nodül bulunabilir. Tiroid bezin içerisinde birden fazla nodülün bulunması “multinodüler guatr” olarak tanımlanır. Muayene sırasında boyun yapısına bağlı olarak genellikle bir santim veya bir santimin üzerindeki nodüller doktor tarafından saptanabilir.
Nodül Nasıl Saptanır?
Tiroit bezindeki nodül hastanın kendisi tarafından fark edilebildiği gibi, gitmiş olduğu doktorun muayenesi sırasında saptanabilir. Ayrıca, değişik şikayetler nedeniyle hastanın boyun bölgesine inceleme amaçlı olarak ultrasonografi yapıldığında veya akciğer grafisi çekildiğinde tiroit bezinde bulunan büyük nodül fark edilebilir.
Tiroid Nodülü Hangi Sıklıkla Görülür:
Yapılan toplum çalışmaları, erkeklerde her 100 kişiden birinde, kadınların her 100 kişiden beşinde, tiroid bezindeki bir santim veya bir santimin üzerinde nodülün muayene sırasında elle fark edilebildiğini göstermiştir. Ancak tiroid bezine ultrasonografi yapıldığında nodülün saptanabilme oranı %20 ile %70 ‘lere çıkmaktadır. Çünkü tiroid bezi derinliği olan bir organdır. Tiroidin arkasında olup elle yapılan muayenede saptanamayan nodüllerin ultrasonografi ile saptanması ve saptanan nodülün büyüklüğü hakkında bilgi edinmesi de mümkün olmaktadır. Diğer taraftan, genellikle nodül bir santim ve bir santimin üzerinde ise muayene sırasında ele gelebilmektedir. Ultrasonografi ise santimin altındaki çok ufak nodülleri saptamada da bize yardımcı olmaktadır. Kısaca, nodül için tiroid bezinin değerlendirilmesinde “ultrasonografi” daha güvenilir bir teşhis metodudur
Tiroid Nodülleri Yaş ile Artıyor mu?
Tiroid nodülleri yaşla birlikte artış göstermektedir. Nodüllerin görülme sıklığı 18-65 yaş arasında %20-25, iken bu oran 65 yaş üstünde ise %35-40 ‘e çıkmaktadır. r; öncellikle mutlaka bir endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.
Nodüler Guatr Neden Önemsenmeli?
Bir nodülün hasta ve doktor açısından önemi nodülün “kanser olup olmadığının” öğrenilmesidir. İkinci önemli nokta ise nodülün aşırı hormon salgılama özelliği olup olmadığının ortaya konmasıdır. Üçüncü önemli nokta ise nodülün nasıl tedavi edileceği veya nasıl izlenileceğidir. Tiroid nodülleri özellikle ultrasonografi boyunda sık kullanılmağa başlandıktan sonra daha çok görülmeğe başlandı. Tiroid bezinin ultrasonografi veya Doppler ultrasonografisi ile incelenmesi sayesinde daha küçük nodülleri saptayabilmek mümkündür.
Tiroid Kanserinin Bulguları Nelerdir?
Tiroid kanserleri çoğu kez hastalarda belirti veya şikâyete neden olmaz. Genellikle tiroid bezinde yerleşmiş bulunan nodülün fark edilmesi ve saptanan bu nodülde bazı ileri tetkiklerin yapılması sonucu tiroid kanseri teşhisi konulur.
Nasıl Tanı Koyuyorsunuz?
Tiroid nodülünün kansere yönelik olarak değerlendirilmesinde ultrasonografi ve/veya Doppler ultrasonografi oldukça yardımcıdır. Tiroid bezinin muayenesi sırasında veya ultrasonografi ile bir santim veya bir santimden daha büyük nodül saptandığında “tiroid sintigrafisinin” çekilmesi gerekir. Bu sayede nodülün soğuk, sıcak ve ılık ayırımı yapılır. Nodüllerin yaklaşık % 70-80’nini soğuk nodül, % 10’unu sıcak nodül, ve % 10’unu ılık nodül oluşturur. Soğuk nodülde kanser oranı biraz daha fazla olup, kanser görülme oranı %5 ile %10 arasında değişmektedir. Sıcak nodülde kanser oranı çok daha düşüktür. Nodülün iyi veya kötü huylu olduğuna ilişkin ayırımı yapmada ultrasonografi bize bilgi verse de en iyi ve güvenilir bilgi, nodülün kendisinden ince iğne biyopsisinin yapılmasıyla sağlanır.
Biyopsi Ağrılı ve Sıkıntılı Bir İşlem mi?
Tiroid bezinde saptanan nodülün kanser riski taşıyıp taşımadığını anlamak için yapılır. Biyopsi sonucuna göre ilaç tedavisi ile izlem veya ameliyat kararı verileceğinden mutlaka yapılması gereken bir tetkiktir. Oldukça basit, yapılması kolay ve son derece küçük iğne ucu kullanılarak yapıldığından ağrı oluşturmayan bir tetkiktir. Bu nedenle biyopsi sırasında hastanın anestezi ile uyuşturulması gerekmemektedir. Damardan kan alınır gibi tiroit bezindeki nodülden hücre grupları alınır. Alınan hücreler patoloji bölümünde incelenerek nodülün iyi huylu, kanser veya iltihap olup olmadığı araştırılır. Biyopsi kolay bir işlem olup biyopsi işleminden korkulmaması gerekir. Biyopsi bir ameliyat değildir, hastanın biyopsi sırasında aç veya tok olması önemli değildir. Bazen biyopsi ile yeteri kadar parça veya hücre gelmeyebilir. O zaman biyopsiyi en erken 2-3 ay sonra tekrarlamak gerekir.
Yapılan biyopsinin iyi yorumlanması için bu konuda deneyimli patoloji uzmanlarına (sitologlara) gereksinim vardır. Sonucu bir iki gün içinde açıklanabilmektedir. Ancak, folliküler kanser veya Huthle-hücreli kanserlerin kötü veya iyi huylu olup olmadığını değerlendirmede ince iğne biyopsisi yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle söz konusu durumlarda operasyon ağırlıklı düşünülmelidir.
Hangi Nodüllerde Kanser Şüphesi Daha Fazladır?
Nodül yapılan tedaviye rağmen hızla büyüyorsa, boyun bölgesinde lenf bezlerinde anormal büyüme varsa, nodülün kendisi çok sert ve yapışık ise, seste kalınlaşma veya seste kısıklık yapıyorsa, hastanın birinci derece yakınlarında tiroit kanseri olan birisi bulunuyorsa, hastanın yaşı 20’nin altında veya 60’ın üzerinde ise tiroit kanseri yönünden dikkatli olunması gerekir. Diğer taraftan yapılan ultrasonografisinde kanseri düşündürebilecek ip uçları veya tiroit ince iğne biyopsisinde kanser hücreleri veya kanser kuşkusu uyandıran hücreler bulunuyorsa tedavide operasyon ağırlıklı düşünülmelidir. Operasyonun bu konuda deneyimli cerrahlar tarafından yapılması operasyona bağlı komplikasyonların görülme riskini azaltan önemli bir faktördür. Tiroid ameliyatı geçiren bir kişide ameliyat sonu yapılan patolojik değerlendirmede kanser saptanmasa bile, o kişinin mutlaka ömür boyu tiroit hormonu kullanması ve periyodik olarak doktor kontrolünde ilaç kullanması gerekir. Buna karşın tiroit kanseri saptanan kişilerin ise, kendilerini tedavi eden endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanının önerileri doğrultusunda ömür boyu düzenli olarak ilaç (tiroit hormonu) kullanmaları, kan ve/veya görüntüleme tetkiklerini periyodik olarak yaptırması şarttır.